Öne Çıkan Yayın

Büyüttüm... Şimdilerde koskoca bir delikanlısın yüreğimde...

Ben yeterince sevdim seni yillar rağmen. Kimsenin ulaşamayacağı yere kaldırdım mazimi.Dokunmaya kıyamadıklarımla sevdim. Sadece uyumad...

28 Mayıs 2015 Perşembe

içimden geldi...



Yıkıntıları temizlemek zor. Ardından güneş tekrar doğar mı bilinmez. Nereye gitsen ne söylesen kar etmez. Yara kapanır kapanır da merhemi gelmez.

Koskoca bir yanılmışlık geleceğini gölgeler. Gün gün alır senden gençliğini, güzelliğini, duygularını hatta vicdanını bile. Herkes yalandır yalancıdır. Güven... insanlara güvenmek hayata meydan okumak gibi kuralları baştan yazmak gibi. Zor çok zor...

Şimdi benden aldıklarını nerde saklıyorsun merakım var. İşine yaradı mı aldıkların? Geçen senelerim nerde benim, gülen yüzüm, durmaksızın devam eden konuşmalarım, gerçek ben nerde...

13 Mayıs 2015 Çarşamba

Sevdiğiniz yalancı aşık mı?







Her insan beyaz pembe mavi yalan söyler. Rengi var mıdır derseniz yoktur. Yalanın karakteri vardır bence. En karakterli yalan küsleri barıştırmak için ya da birini mutlu etmek için söylenen yalandır. Yok yok vazgeçtim yalanın bir açıklaması elle tutulur bir yanı yoktur. Yalan yalandır işte. Peki yalan söylendiğini anlamamızın yolları var mıdır? Tabi ki evet...


İnsan beyni doğru söylemeye programlanmıştır. Haliyle yalan söyleyince organlar harekete geçer. Lisanslı yalancılar bile ufak tefek tüyolar verebilir. Mesela;

1. Yalan söylediğini duşunduğunuz insanla mümkünse yüz yüze görüşün ve göz teması kurun. Gözlerini kaçıracaktır ya da konuyu dağıtacaktır.
2. Yalan söyleyen insan gereksiz açıklamalara girer. Bir anda ayrıntılarda boğulur. Çünkü öncelikle kendi inanmak ister.
3. Siz bağırmazken bir anda gerilim çıkarabilir. Bağırarak su yüzüne çıkmak ister.
4. Tabiki jest mimikler. Burnunu kaşıyabilir, avcunu sıkar, ağzını kapatır tabiri caizse kaşı gözü oynar.
5. Sorularına cevap veremiyorsa soruyla karşılık verir. Bu ona düşünmek için zaman kazandırır.
6. Bir anda gul koklamam senden başkasını gözüm görmez asla yalan söylemem gibi klasik oyunlara girer.
7.Ha bide tabiki biraz sıkışınca hastalığın arkasına sığınır. Ya başına ağrı girer ya sinir krizine ya da ayılıp bayılma numaralarına.

Bunların harici yalan hastalığına yakalanmış yalancı aşıklar kendini olduğu gibi göstermezler. Adını mevkiini eğitimini senin olduğun gibi anlatırlar. Yaşadığı yeri ailesini senin istediğin gibi gösterir. Kısaca kendi hayal dünyasında yaşarlar. Bu vakalar sakıncalıdır. Uzaklaşın...

Tabiki bunlar sadece bir ipuçları. Öyle ki yalan anlaşılır er ya da geç. Sadece biz inanmak istediğimiz için doğruyu söylediğini düşünürüz. Kısaca inanmak istediğimiz için inanırız. Kimse yalanda usta değildir olamazda. Mutlaka patlak verir ve biz görmezden geliriz.

15 Nisan 2015 Çarşamba

Topuklu ayakkabı giyip bir sure sonra ayağının ağrıdığını unutan kadın seni mi unutamaz😊








Fedakardır kadın. Bütün kalbiyle hesapsız sever. Erkekten daha erkek sever hatta. Kırılmaktan korktuğundandır çok konuşması. Merak etmeyin siz kırsanız da arkasını dönmez. Küser belki ama tamir etmenizi bekler. Kapalı kapıları vardır kadının ve sizi o kapıdan içeri aldıysa daha çok sevin. Dedim ya kadınlar aşka hesap sokmaz...


Unutma kalkanları vardır bir kadının. En güçlü silahları hep saklar. Adınızı andığı dudaklarına rujunu, ağlayan gözlerine rimelini sürer. Mutsuz olduğunu anlamanız zor hatta imkansızdır. Daha güçlüdür kadın. Güveni topuklu ayakkabıda arar. En güzel giysilerini ayrılığa saklar. Saçlarını çok sever kadın. Onları da unutmak için harcar. Sizin kadehlerde aradığınızı o kendinde bulur. Değişimi sevmek çoğu kadın. Herşeyi aynı yerli yerinde kalsın ister. Ta ki unutmak kapıyı çalana kadar. O zaman tanıdığınız kadını ve bütün bildiklerinizi unutun. Kadından bir melek çıkarmak yerine canavara dönüştürdünüz. Tebrikler. Artık tırnakları dışarıdadır.


İşte böyle. Eğer ki içinizden benim eşim hep böyleydi diye geçiriyorsanız o geçmişinden yadigardır...

hatırlayamıyorum



Tarifi olmayan bir duyguydu seni sevmek. Nasıl desem kahvenin en acı hali gibi. Ne içmekten vazgeçersin ne de acısını içmek istersin. En soğuk odaydı seni sevmek. İçin sıcacıkken donmak bile tatlı gelir ya insana bazen. İşte tam da öyle.

Küçükken parmağımı değdirdiğim soba gibisin bacası sürekli tüten. Eğreti uykum, korkulu gecem... Her an dumanında boğulacağım sıcacık köşem.

Seni sevmeye tövbe ettim bu ara. Bilirsin tezcanlıyım biraz. Beklemeyi bekletilmeyi sevmem. Aklıma koyduğumu o an yaparım. Ötesini berisini düşünmem. Olmayan hayali birini sevmişim gibi nasıl desem. Sanki hiç görmemişim sanki hiç yaşamamışım sanki hiç olmamışsın gibi. Tanımadığım daha doğrusu tanıyamadığım bir siluet karşımda. Yüzünü dun gibi hatırlayamıyorum artık. Parçalar eksik. Ben yarım. Soyut kaldın ben de. Biraz sevgi, biraz korku. Ötesi net değil. Ötesi uydurduğum hikaye...

Vazgeçmek için sebep arama. Bulmak zor değil.



Seni sevmek için sebebim yoktu ben de vazgeçtim...

Aşkıma aşksızlık verdin vazgeçtim.

Her kapı çaldığında sen diye bekledim ve yine sen değildin. Umudum bitti vazgeçtim.

En zor anımda gözümün yaşını silemeyecek kadar aciz olan sendin. Dayanağım yoktu. Vazgeçtim.

Semaya açtığım ellerimdin, dilimden düşmeyenimdin. En büyük yanlışım sendin. Vazgeçtim.

Veren sen değildin ama çok şey götürdün. Hayallerimi seninle gömdüm. Vazgeçtim.

Sesli kahkahalarımı sessiz çığlıklara dönüştürdün. Vazgeçtim.

Seni sevmek aşka ibadetti. Her vakit daha sevdim seni. Sonunda çaresiz kaldım. Vazgeçtim.

Seni sevmek soğuktu, yaz günü kış yaşadım. Üşüdüm. Tam donacaktım vazgeçtim.

Vazgeçmek için çok sebepler koydum önüme. Kimi gerçekti kimiyse bahane. Sevmek her yiğidin harcı değildir ya hani. Artık yiğitlikten de vazgeçtim vazgeçtim vazgeçtim...

6 Nisan 2015 Pazartesi

ayrılığa sığın seni ondan fazla korur



Ayrılık her zaman kötü değildir. Bazen en doğru seçimdir. Belki kalp kanseri olacakken ufak sıyrıklarla çıktın savaştan bilemezsin.

 Birlikte olmaya korktuğunuz içinizi rahatsız eden biriyse karşınızdaki insan inanın sonunda haklı çıkarsınız. Çünkü kalp gözden önce görür bazen, kulaktan önce duyar, dudaktan önce söyler. O insandan uzak durun. Lakin size kocaman bir hediyesi her zaman olacak. Acı ve keder...

Bugün değilse bile bir gün ayrılığına şükredeceksin. Eğer ki yolundan sapan birşeyler varsa tekrar aynı hızla aynı hevesle ya da sıfırdan tertemiz yola girmez.Tamir ister zaman ister sabır ister. Bilirsin tamir edilenlerin ömrü de kısa olur. İyisi mi hakkı hurdacı. İyi yanı kaldıysa söker alır yeniden canlandırırlar...

5 Nisan 2015 Pazar

beyazı siyah yaparsanız gündüzünüz karanlık olur...



Düşündüm de ben senden geçemeyince kendimden geçmişim ve çok kızdım kendime. Önce kendi için yaşamalı insan, geçmişinden ders çıkarmalı, düştüğü yanlışlara tekrar düşmemeli. Eğer ki orası uçurumsa bile bile atlamak ahmaklık... Yaşadıklarımı önüme dizdim. Bazıları beş para etmedi çöpe attım. Hatta aslında çöpe o kadar anı attım ki elimde kuru sevgim kaldı sonra mı? O kadar eksilerin içinde sevginin yeri kalmadı, sevgi yaşananlara yakışmadı onu da sevgisizliğin içine attım. Ayağa kalkıyormuşum meğer ben. Yüklerim hafiflemiş hafiflemişte ben kaldıramam sanıp hiç yeltenmemişim bile.

Kimse dört dörtlük değil. Senin dört üçlüğün yeter sandım. Hayır yetmez. Yanık resimlerde kalmam ben kalamam. Eski sayfaları karıştırmanın lüzumu da yokmuş. Bak ölmedin ölmedim. Demek sensiz de yaşanıyormuş bensizde gulunuyormuş ve ben bunu çoktan öğrenmişim.Sevgi tek başına anlam kayması yapıyormuş.

Şimdi içimde tarifsiz bir huzur! Parçaları birleştirdim ve hakkın bitmiş bende. Hakkında hayırlısı olsun...