Keşkeleri olur insanın hayatta. Keşke tanımasaydım, görmeseydim, sevmeseydim... Geriye kalan bir takım korkulardır aslında keşkeye sürükleyen. Tanımamak değil önemli olan bıraktığı izlerdir. Yeni gelene açılacak sayfa kalmamasındandır. Yeniden sevmek için cesareti kalmamıştır artık. O keşkeler iliğine kadar sömürmüştür insanı.
Yağmurdan sonra gelen güneş ne kadar ısıtırsa içini sen de öyle ısıt. Düşünürken bile yokolabilirim bakışlarında. Çeyizim korkularım, yüzüğüm keşkelerim. Yanlışlıkla sevmiştim oysa ki. Bilemedim hesabının bana kesileceğini. Hesap yapmak bana göre değil. Öğrendiklerimle geleceğim sana. Hayat bana da dersler çıkarmayı öğretti. Mesela artık masadan ödeyebileceğim kadarını alıp yerim. Hatta gerekirse aç kalırım. Iııııı mesela güvenmek eylemini artık daha aralıklı yapacağım. Yarı yolda kaldığım oldu. Yarıda bırakmayı bilemem ben ama mesela hiç çıkmam o yola. Daha ufak adımlarla yürümeyi öğrendim ben bu zamanda. Kayıp düşmek yerine bir vakit daha geç giderim sana.
Sana gelir, sana giderim, sana severim, sana gülerim... Hep sencil olayı seçtim. Yanlış seçimlerimin üzerine bir çizgi çektim. Artık gelmişine geçmişine giderim. Bana severim. Bana gülerim.
Korkularım bile eskimiş pişmanlıklarım gibi. Unutulmak artık çokta önemli değil. Önem verince de gittiğini gördüm. Ağlamanın da bir şanı var öyle herkese o taç takılmaz. Ağlarken de güleni gördüm. Yaşadım, tanıdım, gördüm, bildim ve ben artık yanmaktan da korkmuyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder