Yaşanması zor yazılması daha kolaydır bazı şeylerin ve ben yazmayı seçtim.
Öne Çıkan Yayın
Büyüttüm... Şimdilerde koskoca bir delikanlısın yüreğimde...
Ben yeterince sevdim seni yillar rağmen. Kimsenin ulaşamayacağı yere kaldırdım mazimi.Dokunmaya kıyamadıklarımla sevdim. Sadece uyumad...
31 Mart 2015 Salı
kadını anlamak...
Önce masum bir kız çocuğu olarak dünyaya geliriz. Şeker, çikolata düşmez bir türlü elimizden. Tatlı olan herşeyi severiz. Gel zaman git zaman elimizden çocukluk kayar gider hayatı öğreniriz. Ama yine de bir güvenilesi bir erkeğe sırtımızı yaslamak isteriz. Çünkü çenemiz çalışsa da gücümüz azdır bizim.Çabuk yoruluruz. Kimimiz için o erkek babadır kimi o kadar şanslı değildir baba gibi bir yar arar durur. Siz olmadan yapacaklarımız sınırlıdır. En korkusuzumuz bile korkaktır aslında. Birinin gölgesine sığınmak isteriz...
Sonra büyürüz, bir yanımız hep çocuk kalsa da kadınlığı öğreniriz. Bir adam çıkar karşımıza bir anda severiz ve sevgi dileniriz, ilgi isteriz, çiçek isteriz, sürpriz isteriz isteriz de isteriz kısaca. Konuşmayı severiz zaman zaman dedikodu da yaparız. Ama en çok da bizi ağlatanı severiz. Hatta sevmekle kalmayıp yere göğe sığdıramayız. Yanlışlar yaparız. Kalbimizi sürekli dinleriz, mantıklı hareketler bize hitap etmez. Filmleri defalarca seyreder yine de ağlarız. Mutlu sonları severiz biz...
Kadını anlamak için kadın olmak gerekmez. Biraz insanlık kat yüreğine biraz merhamet biraz da adamlık yakışsın üzerine. (Omuzunda biraz yer ayır başımı koyabileceğim. Üzerinde kokan parfüm senin olsun. Kalbinde de biraz yer ayır bana omur boyu benim kalsın. Azıcıkta mutluluk kat bana al ömrüm senin olsun.) ...
30 Mart 2015 Pazartesi
vazgeçmek sevgiden değil sevgisizliktendir
Vazgeçmek en kolayıydı, kaçıştı, korkaklıktı. Sevdim mi adam gibi sev. Önünü ardını düşünmeden çıkarsızca. Merhametli sev. Biraz da adaletli. Annenin çocuğunu sevmesi gibi sev. Ağlamaklı sev ama gülmesini bil... Bazen gururunu koyarsın ortaya beş para etmez, bazen sevgini bile esirgersin de değerin eksilmez. Sen gururlu sev...
Severken vazgeçilir mi? Cevabın evetse bana sevmekten söz etme. Sen sahtenin de sahtesisin. Söylesene hangi göz bir daha o göze bakmamaya katlanır? Hangi el başka elde aklanır? Hangi yürek başka sevda da saklanır? Yapmaaa ... Öyle bir sevmek ki kulağın onun sesinden gerisini duymaz olur. Öyle bir sevmek yaşamamışsın sen. Vazgeçmek sevgiden değil sevgisizlikten...
Vazgeçene savaş olur mu hiç çok seversen evet. Mağlup ayrılacağını bile bile bazen vazgeçişlerin önüne geçmek ister insan. Durduramaz... Ve o vazgeçer. Çaresizlik içinde kalırken sen o çoktan başka limandadır artık. Vazgeç sende çünkü bazende vazgeçenden vazgeçmek gururdandır. Varsın o sevgiden vazgeçsin ama sen gururunu koy önüne ve gururundan vazgeçme.
26 Mart 2015 Perşembe
susmak geceye düşer...
Geceyi seven yalnızdır. Her kalabalık ona tekrar yalnızlığını hatırlatır ve ona geceyi sevmek düşer. Gecenin koynunda uyumak zor. Sessiz çığlıklarda yanlış eller,yanlış seferler. Küçük harflerle konuşmak hep sana düşer, Kalbin ayrı söyler kendin ayrı söyler...
Sana uyuyorum yine bugün gecenin koynunda. Gece avutur beni, gece saklar, gece susar, gece alır tüm öfkemi... Kahkahalara sığınmış yıkıntılar gece teker teker hesap sorar. Ne desem ne söylesem! cevapsız bıraktın beni dünlere, yarınlara...
Resmin yine konuşuyor geceye inat. Ahhh sanki çıkıp gelecekmişsin gibi. Bir gece de gündüz ol bana. Bir gece de güneş açsın odamda. Yok vazgeçtim gelme, gelirsen bırakmam daha çok severim seni ve sen yine gidersin. Bugün deler ama bir gün geçer. Dinmedi söz yaşlarım varsın o da senden hatıra kalsın. Sen sen ol gelme.Zaten sevmeden sevmeye geldin, sevmeden sevmeye gittin. Suçlu varsa benim biliyorum en büyük düşman benim kendime, aşkın yalın halini yaşattın hep hatta yalan halini. Ben inandım ve öylece kaldım. Hala yarsın hala yarasın hala yalansın. Bugüne de Hamdolsun...
6 Mart 2015 Cuma
duygular %90 yer değişiyor...
Bir eğlenceydi yaşamak. Oyunun içindeydik belkide. Adı da belki sek sek olurdu. İki ayağımızın üstüne hiç basamadık çünkü. Hep bir ceza hakim. Hem iki ayağımızı bassak yanardık. Belki de dokuz taş oynadık yaşarken. Ne kadar çok kişi varsa o kadar çabuk yıkılırdık. Tek başına daha da sağlamdık. Ee sonra belki de adı tabuydu yasaklı kelimeler vardı bizse hep yasakları söyledik. Yağ da sattık bal da sattık hatta bazen yetmedi birbirimizi de sattık. Yok paraya hem de. Hayat eğlenceyse doya doya eğlendin sende...
Ahh nasıl da düşünemedim bir oyunun içinde olduğumu. Adı sanı her neyse ne! Elbet bir kural vardı ve kurallarına göre oynamazsam yanardım. Ben de yandım. Oyundan çıktım. Ama ben hep inatçıydım. Onların yanmasını beklemeden başka oyuna katıldım ve ben her yerde yanana kadar oynarım. Sonra mı kuru bir eyvallaha tüm hayatı sığdırırım yoluma bakarım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)