Büyük bir değişim var sokaklarda. İçinde bana tutunmaya çalışan bir varlık. İlk defa bu kadar muhtaç hissettim burnumu yerden kaldırmayan ben. Sanki tek çarem çaresizliğimdi. Galiba ilk defa da kendimi sokaktaki sesleri ayırt edemez halde buluyorum. Herkes konuşuyor, herkes susuyor, herkes var, herkes yok... Göz açıp kapayıncaya kadar derlerdi hayat. Hep gözümü açık tutmuştum oysaki içimdeki korkudan. Çok yalnızdım artık değilim.İki kişiyim. Büyüdüm galiba. Büyümek zorunda da kalmış olabilirim. Hiç olmayacak hayaller hala bir kuytuda. Hayal kurmaktan vazgeçersem gülmeyi unuturum. Benden geçtim rüyalarım hariç. Kalbimin atmadığını hissettiği an Rabbim bana bir kalp daha verdi. İçimde atıyor. Çok şükür...
Yaşanması zor yazılması daha kolaydır bazı şeylerin ve ben yazmayı seçtim.
Öne Çıkan Yayın
Büyüttüm... Şimdilerde koskoca bir delikanlısın yüreğimde...
Ben yeterince sevdim seni yillar rağmen. Kimsenin ulaşamayacağı yere kaldırdım mazimi.Dokunmaya kıyamadıklarımla sevdim. Sadece uyumad...
5 Şubat 2021 Cuma
5 Ekim 2020 Pazartesi
Öğretmen
En çokta kendin zarar verirsin kendine. Yıkılmaz tabularını bir bir yıkarken. Elini masaya vurup yapmam dediklerini yaparken kanatırsın yaranı.
Ne öğrendin hayattan deseler galiba hala öğrenemedim düşmeden yürümeyi. Bana tutunan herkes koşmaya başladı bile. Ben mi? kımıldamadan durdum yerimde bana yaslandılar düşmesinler diye vicdanımdan. Sonrası malum silah tutmayı öğrenince insan ilk öğreteni vururmuş öğrendim mi diye. Ben öğrenemedim üstüne basıp yukarı tırmanmayı...
2 Mayıs 2020 Cumartesi
Bilmiyorum
En çok duyulmamak yıkar insanı. Kendinden bile şüphe edersin bazen. Acaba ben mi konuşmuyorum? İçimden mi konuşuyorum?
Soru işaretleri bitirir insanı günden güne. Acabalara bir kapıldım mı hayatının geri kalanını yaşamaya vaktin de halin de kalmaz. O durumdayım. Başa sarsam zamanı tekrar aynı taşlara takılırmıydım? Kendimi daha iyi korurmuydum her tehlikede ya da daha çok severmiydim kendimi? Dedim ya konuşursun kimse duymaz. Susarsın adın anılmaz. Gelenle doyulmaz geçmişte yaşanmaz. Hay ben bu işin gelmişini geçmişini...
Soru işaretleri bitirir insanı günden güne. Acabalara bir kapıldım mı hayatının geri kalanını yaşamaya vaktin de halin de kalmaz. O durumdayım. Başa sarsam zamanı tekrar aynı taşlara takılırmıydım? Kendimi daha iyi korurmuydum her tehlikede ya da daha çok severmiydim kendimi? Dedim ya konuşursun kimse duymaz. Susarsın adın anılmaz. Gelenle doyulmaz geçmişte yaşanmaz. Hay ben bu işin gelmişini geçmişini...
24 Ocak 2019 Perşembe
Gidiyorum
Kendi sesine sağır olmak diye bir şey varmış bilir misin? Seni duymayan o kadar insandan sonra sen de sırt dönermişsin kendine.
Ahh öyle zor ki yerini doldurmak. Sanki geleceksin gibi. Bazen de çoktan gitmişsin gibi. Hayatıma başlangıç yapmak için geç mi kaldım hala erken mi bilmiyorum. Hala kokun buram buram gelirken nasıl vazgeçerim. Kulağımda yabancı sesler herşey karmakarışık karıncalı unutulmuş. Bir sen berrak taptaze ilk günki gibi aklımdasın
Hoşçakal sevdam son tren kaçmadan hayatı yakalamalıyım. Çok bekledim ve çokta gelmedin. Nereye atladığımı bilmeden mutluluğu düşünmeden gidiyorum...
10 Eylül 2018 Pazartesi
Kisa notlar aldım hayattan
Hayat insana bazen kazanmayı çoğu zaman da kaybetmeyi öğretiyor. Heleki kaybetmeyi hazmedemeyenseniz daha güzel kayıplar alıp cebinize koyuyorsunuz. En son ne zaman kazandığımı düşünüyorum da çoğu fiyaskoymuş. Kazandım sandıklarımı ilk kaybetmiş, kaybetmeyi göze aldığım herşeyi sonradan kazanmışım. Çabalarımı yok yere harcamış asıl çabalamam gereken yerde nefes nefese kalmışım.
Her yaşanılanın romanımsı bir yanı olduğunu düşünürüm. Keskelerimi ufacık bir sesle sakladığım romanlar... Genelde kısa hikayelerle geçmiş hayatımın koskaca bir romanı var aslında. Herşeye rağmen yaşamanın bambaşka bir tadı var özellikle sadece kendine adanmış bir yaşamın. Biraz bencil olacak ama başkası için yaşamak ölüme her an yakın olmak gibi. Sanki ipini çekse düşersin.
Düşününce en çok kendine zarar verir insan başkalarını öncelik sayarken. O anlamaz o hep ister o haindir. İlah sayar kendini gün geçtikçe sen de kölesi oluverirsin. Oysa en çok kendine dönmeli insan. Bütün kapıları kapayıp kendini dinlemeli. Herkesin derdini dinleyen insanoğlu kendi sesine sağır olur ya zararı hep kendinedir.
28 Temmuz 2018 Cumartesi
Bedenin kalbe isyanı
Kalk kalbim gidelim buralardan. Kalbi hasta olanın yüzünden fayda sağlanmaz. Hem hep büyüklerimiz demezmi ki hasta ziyaretinin kısası makbuldür. Biraz daha beklersen yığılırsın sokaklarda. Peşine taktın koskoca bedeni sürüklüyorsun. Aklım nerede kaldı, hala görünürde yok. Kalbimin yettiğine aklım razı değil.
Sana tek bir ışık yanmamış bir şehirden medet umman, demir parmaklık arkasında kalmandan başka bir şey değil. Çık kendi hapsinden özgür bırak kendini. Yaşanmamış say. Neydi şu dedikleri üç maymun görmedim duymadım bilmiyorum.Gitme aklım biraz yerinde kal.Bu yaptığım delilik olur şey değil.
1 Haziran 2018 Cuma
Yaşadıklarından mı öğrenir insan yaşayamadıklarından mı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var diyordu şair.
Bense yaşayamadıklarımdan öğrendim ne öğrendiysem.
Yarım kalmışlığı koydum cebime. Böyle de yaşanacağını öğrendim
İkiye böldüm hayatımı sabahları yaşadıklarım geceleri yaşayamadıklarım...
Böylece hayal kurmayı öğrendim dolu dizgin
Kimsenin bozamayacağı, yalan söyleyemeyeceği bir dünya kurdum kendime ve gördüm ki yaş(anmışlığın)ın kaç olursa olsun sığınacak bir limana ihtiyacı var herkesin...
Yaşadıklarımdan pişman olmadım hiç ama yaşayamadıklarımdan pişman olmayı öğrendim.
Bardağın dolu tarafına bakmayı öğrenemedim bir türlü hep boş kısmını sorguladım neden diye.
Cevabını bulamadım ama alışmayı öğrendim
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)