Yaşanması zor yazılması daha kolaydır bazı şeylerin ve ben yazmayı seçtim.
Öne Çıkan Yayın
Büyüttüm... Şimdilerde koskoca bir delikanlısın yüreğimde...
Ben yeterince sevdim seni yillar rağmen. Kimsenin ulaşamayacağı yere kaldırdım mazimi.Dokunmaya kıyamadıklarımla sevdim. Sadece uyumad...
10 Eylül 2018 Pazartesi
Kisa notlar aldım hayattan
Hayat insana bazen kazanmayı çoğu zaman da kaybetmeyi öğretiyor. Heleki kaybetmeyi hazmedemeyenseniz daha güzel kayıplar alıp cebinize koyuyorsunuz. En son ne zaman kazandığımı düşünüyorum da çoğu fiyaskoymuş. Kazandım sandıklarımı ilk kaybetmiş, kaybetmeyi göze aldığım herşeyi sonradan kazanmışım. Çabalarımı yok yere harcamış asıl çabalamam gereken yerde nefes nefese kalmışım.
Her yaşanılanın romanımsı bir yanı olduğunu düşünürüm. Keskelerimi ufacık bir sesle sakladığım romanlar... Genelde kısa hikayelerle geçmiş hayatımın koskaca bir romanı var aslında. Herşeye rağmen yaşamanın bambaşka bir tadı var özellikle sadece kendine adanmış bir yaşamın. Biraz bencil olacak ama başkası için yaşamak ölüme her an yakın olmak gibi. Sanki ipini çekse düşersin.
Düşününce en çok kendine zarar verir insan başkalarını öncelik sayarken. O anlamaz o hep ister o haindir. İlah sayar kendini gün geçtikçe sen de kölesi oluverirsin. Oysa en çok kendine dönmeli insan. Bütün kapıları kapayıp kendini dinlemeli. Herkesin derdini dinleyen insanoğlu kendi sesine sağır olur ya zararı hep kendinedir.
28 Temmuz 2018 Cumartesi
Bedenin kalbe isyanı
Kalk kalbim gidelim buralardan. Kalbi hasta olanın yüzünden fayda sağlanmaz. Hem hep büyüklerimiz demezmi ki hasta ziyaretinin kısası makbuldür. Biraz daha beklersen yığılırsın sokaklarda. Peşine taktın koskoca bedeni sürüklüyorsun. Aklım nerede kaldı, hala görünürde yok. Kalbimin yettiğine aklım razı değil.
Sana tek bir ışık yanmamış bir şehirden medet umman, demir parmaklık arkasında kalmandan başka bir şey değil. Çık kendi hapsinden özgür bırak kendini. Yaşanmamış say. Neydi şu dedikleri üç maymun görmedim duymadım bilmiyorum.Gitme aklım biraz yerinde kal.Bu yaptığım delilik olur şey değil.
1 Haziran 2018 Cuma
Yaşadıklarından mı öğrenir insan yaşayamadıklarından mı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var diyordu şair.
Bense yaşayamadıklarımdan öğrendim ne öğrendiysem.
Yarım kalmışlığı koydum cebime. Böyle de yaşanacağını öğrendim
İkiye böldüm hayatımı sabahları yaşadıklarım geceleri yaşayamadıklarım...
Böylece hayal kurmayı öğrendim dolu dizgin
Kimsenin bozamayacağı, yalan söyleyemeyeceği bir dünya kurdum kendime ve gördüm ki yaş(anmışlığın)ın kaç olursa olsun sığınacak bir limana ihtiyacı var herkesin...
Yaşadıklarımdan pişman olmadım hiç ama yaşayamadıklarımdan pişman olmayı öğrendim.
Bardağın dolu tarafına bakmayı öğrenemedim bir türlü hep boş kısmını sorguladım neden diye.
Cevabını bulamadım ama alışmayı öğrendim
Gelişi-güzel aşk
Ne vakit gelsen cenaze kalkıyor yüreğimden.
İçimde ölen birşey var belli belirsiz adı yok, tarifi yok.
Bazen can çekişiyor gibi bazen çoktan ölmüşte ben farketmemişim
Upuzun bir gece bekliyor beni.
Gelişi-güzel gidişi ondan afilli.
Gelsen diyorum bazen sonra ani vazgeçiyorum
Gitsen diyorum çok uzaklara bulamayacağım bir yerlede saklasan kendini benden.
Seni bulma düşüncesi bile yeter geliyor çünkü.
Bu vakit gelsen bir daha gitmesen
Ya da ne bileyim ne vakit gelsen de beni benden etmesen...
5 Nisan 2018 Perşembe
Şimdilerde bozuk para gibiyim.Sesi var ederi yok...
Öyle güzel güldün ki bana dayanamadım sevdim. Gençtim bilemedim ne kadar seversem o kadar mutlu olursun sandım.Haketmedin ya neyse. Sen hep kendini sevdin ben de seni.
Öyle güzel gittin ki dayanamadim bekledim. Belki de gelmeyecektin. Ama sen sevmiyosun diye bendeki sen bitermi biterse adına sevgi denir mi? Dönmedin ya neyse. Sen hep kendine döndün bende içime.
Baktım başa çıkılmıyor seninle. Tarafımı senden tuttum. Sen beni gömdün ben toprak attım. Sen konuştun ben bana çelme taktım. Birlikte harcadık beni. Görev tamamlandı.
22 Ocak 2018 Pazartesi
Gurur gözlerden çok ağlar
Gidecek sandıkların gitmez gelecek sandıkların gelmez. Beklentilerin hayal yaşananlar hayat oluverir bir anda. Sen sadece oyuncusun. Rolünü seçme ve mızıklanma lüksün yok.
Geçenlerde bir çift gördüm bağıran biri gitmeye çabalıyor gibiydi diğeri isyanlarda bırakmamak için. Ne ağlayanı bırakmak kolaydı ne gideni durdurmak. Herkes haklıydı da en çok ağlayan kazandı...
Bazen güçlü olmak çözüm değildi demek ki. Güçsüz görünüp rakibini döndürmek işin cilvesiydi. Gurur bir yere götürse de ordan aldığı yere geri bırakmıyor düşe kalka geri dönüyorsun...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)